8 Mart 2009 Pazar

FB Ülker-Efes Pilsen:84-80


Beko Basketbol Liginin 21. haftasında Efes Pilsen Abdi İpekçi’de Fenerbahçe’ye 84-80 mağlup oldu.Böylece Efes Pilsen’in ligdeki 19 maçlık galibiyet seriside son bulmuş oldu.Maça Fenerbahçe iyi başladı ve açtığı farkı maçın sonlarına kadar belirli seviyelerde korumayı başardı ve maçı uzatmadada olsa kazanmasını bildi.Efes Pilsen’in maçı kaybetmesindeki bence en büyük etken top kayıplarıydı.22 top kaybı bu seviyedeki basketbol için çok fazla.Ayrıca hakemlerin maçın tamamında kontrolü ellerinden kaçırarak çaldıkları ve çalamadıkları düdükler ile uzatmanın son iki dakikasında Efes Pilsen aleyhine çaldıkları iki düdük maçın sonucunu belirleyen etmenlerdendi.

Takımımızda Bootsy Thornton,büyük çoğunluğu ikinci devrede olmak üzere 18 sayı ile oynadı.Ayrıca istatistiklerine 4'te ribaund yazdırdı.Kerem Tunçeri ise 17 sayı-2 ribaund-3 asist ile oynarken,Kaya tamamı ilk devrede olmak üzere 12 sayı attı.Karşılaşmada Mario Kasun'un ve Ender Arslan'ın silik performansları ise dikkat çekiciydi.Bu ikili toplam 19:01 dakika sahada kalıp 3 sayı-1 ribaund-2 top kaybı ile oynadılar.
Karşılaşmanın periyotları ise;
27-16
13-17
25-22
7-17
12-8 (uzatma)

Ataman:Efsane Geri Dönecek

Ergin Ataman Milliyet gazetesinden Ümit Avcı'ya cuma günü bir röportaj vermiş.Röportajda Ataman'ın söylediklerinden ilgimi çekenler ise:''12 kişilik kadromuzda önümüzdeki yıl bu takımın temelini oluşturacak 8-9 isim var.''Olması gerekende bu zaten.Yıllardır çekilen sıkıntıların başındaki en büyük sebepte budur.Ayrıca Ergin Ataman'ın Euroleague'de alınan başarısızlığa rağmen klüpte kalmasının en büyük nedenide yönetimin artık bir istikrarı yakalamak istemesi.Yoksa şu anda Ergin Ataman bu takımın başında olmayabilirdi.Ayrıca son paragrafta söyledikleriylede basketbol kamuoyuna hafif bir iğneleme yapmış.Kendisini zaten dobralığıyla tanırız.İşte Milliyet'teki haberin tamamı;

Yıllardır suskun olan Efes Pilsen efsanesini canlandırmak için sezon başında tekrar yuvasına döndü, çok iddialı bir kadro kurdu. Euroleague’de başarısız bir sezon geçse de, Türkiye Ligi’nde 21 haftanın 20’sinde galip geldi, Türkiye Kupası’nda zirveye çıkmayı bildi. İşte basketbolumuzun en önemli isimlerinden birisi olarak kabul edilen Ergin Ataman’ın yaşananlar ve geride kalan sezon hakkında söyledikleri...

Fenerbahçe’yi 10 maç sonra yendikten sonra üst üste ikinci galibiyetimizi aldık. Tabii ki bizim ana hedefimiz Türkiye Kupası değildi. Türkiye’deki esas hedef, lig şampiyonluğu... En büyük rakibimiz Fenerbahçe Ülker. Bu nedenle biz bu seriyi devam ettirmek zorundayız. İlk Fenerbahçe maçından önce ‘Bu seri ben yokken oluşmuştu’ demiştim, çünkü belki kulüp isimleri aynı, ama oyuncular ve teknik kadro değişti. Ben kadromuzun Fenerbahçe’ye üstünlük kuracağını düşünüyordum, bunu söyledim. Biz iki maçı da çok net kazandık. Hani kazanırsın, ama son anda olur, bir düdükle olur, öyle bir şey değildi. Oyuncularım, üzerlerindeki 10/0’lık serinin baskısını attı, şimdiki amacımız, rakibin üzerinde böyle bir baskı yaratmak.

Biz ligin en çok sayı atan takımıyız, ama biliyoruz ki büyük maçları savunmayla kazanabiliriz. Bizim çok ciddi bir kadromuz var ve her idmanımız Euroleague maçı gibi. Tempomuzu artırıp, savunma antrenmanlarımızı fazlalaştırarak bu hale geldik. Özellikle Türkiye’deki maçlarda savunmamızla rakiplerimizden ayrılıyoruz.

Euroleague’de başarısız olduğumuzu kabul ediyoruz zaten... Ama Efes kupa kazandığında ‘Artık ne yaparlarsa yapsınlar başarısızdır’ diyenler kendileriyle çelişiyor. Bir taraftan Türkiye Ligi Avrupa’nın en iyi ikinci ligi deniyor, diğer taraftan Türkiye’de kazanılan bir Türkiye Kupası’nı ve aday olduğunuz lig şampiyonluğu küçümseniyor.

Efes’te kalıcı işler yapmaya geldim. Sürekli yabancıları, hocaları değişen bir takım haline dönmüştü Efes. Biz kurduğumuz kadro ile temeli attık. 12 kişilik kadromuzda önümüzdeki yıl bu takımın temelini oluşturacak 8-9 isim var. Bu, başarıyı getirecektir. Sene başında yaşadığımız sıkıntı da buydu. Kolay değil, bu bir takım oyunu ve 7-8 oyuncu değişiyor. Karşımızda Fenerbahçe Ülker var, bir Solomon gitti diye ne kadar konuşuluyor görüyoruz. ‘Efsane geri dönüyor mu’ sorunuza, ‘Efsane geri dönecek’ derim. Herkes bir anda her şey olsun istedi, ama olmadı. Aslında Euroleague’de de olabilirdi, çok şanssızlıklar yaşadık.

Kadromuza baktığımızda Sinan 11. oyuncu durumunda. Ama ligdeki 7-8 maçta ilk 5 başlamıştır. Şu anda 10 kişiyle oynamaya alıştık. Cenk ciddi şekilde devreye girdi, onun gösterdiği aşamadan çok memnunum. 11 ve 12. adam biraz sıkıntı oluyor, bu nedenle Sinan 10 kişinin içine girmeli.

Yanılgı bitmeli
“Kamuoyunda Efes’in hep 7-8 yabancı getirdiği, Fenerbahçe’nin ise gençlere yatırım yaptığı gibi bir hava uyandırılıyor. Ama şu unutulmasın, biz o yabancıları sakatlananların yerine getirdik ve Efes Türkiye Ligi’nde 5 yabancı ile oynuyor. Bugünlere Türk oyuncuların sırtında geldi. Fenerbahçe’de de takdir edilecek şeyler var, ama onlar, Türkiye’de 6 yabancı ile oynuyor. Tanjeviç’e antrenör olarak saygım var. Ama ona karşıyız gibi bir hava oluştu. Nedeni de Tanjevic gençleri oynatır da, Türk antrenörler oynatamaz mantığı. O zaman soruyorum; 40 yaşındaki Mrsiç’in 6. yabancı olarak Türkiye’de oynaması mı gençlere yatırım. Bu çekişmelere gerek yok. İki takımın da başarılı genç oyuncuları var ve bu yanılgının bilinmesini istiyorum”.

Kaynak:www.milliyet.com.tr

5 Mart 2009 Perşembe

0-6 lık Seriye İnat Hazırlığa Devam

Beşiktaş Cola Turka takımının bu sezon yaşadığı maddi sıkıntıları herkes biliyor.Çok çalkantılı bir sezon geçiriyorlar.Kötü başladıkları ligde toparlandılar ve son olarakta sahalarında Fenerbahçe’yi mağlup ettiler.

Ancak Beşiktaş takımı ne kadar toparlanırsa toparlansın bu Efes Pilsen karşısında pek işe yaramıyor galiba.Bu sezon geçen çarşambaya kadar Efes Pilsen’le ikisi hazırlık,ikisi lig ve birde kupa maçı oynayıp hepsini kaybettiler.Son olarakta Çarşamba günü Abdi İpekçi’de oynanan hazırlık maçını Efes Pilsen 108-79 kazanınca bu sezonki serileri 0-6 oldu.Bazı takımlar bu kadar malubiyetten sonra hazırlık maçı yapmak istemeyebilirler.Beşiktaş bunu bile bile oynamaya devam ettiği için onları alkışlamamız gerekiyor.Sonuçta hazırlık maçı,hazırlık maçıdır.Biz burada olaya işin espiri tarafından baktık,sonuçları değerlendirmek ise takımların işi.İşte bu sezon iki takımın oynadığı maçlar ve sonuçları;

26.09.2008 Efes Pilsen-Beşiktaş:79-77 (Banvit-Tübad Turnuvası)
08.11.2008 Efes Pilsen-Beşiktaş:71-53 (Lig Maçı)
28.01.2009 Beşiktaş-Efes Pilsen:72-88 (Hazırlık Maçı-Akatlar)
14.02.2009 Beşiktaş-Efes Pilsen:82-94 (Lig Maçı)
20.02.2009 Efes Pilsen-Beşiktaş:83-66 (Kupa Maçı-İzmir)
04.03.2009 Efes Pilsen-Beşiktaş:108-79 (Hazırlık Maçı-Abdi İpekçi)

4 Mart 2009 Çarşamba

Bir Naumoski Hikayesi

Bir zamanlar Efes Pilsen denince Petar Naumoski,Petar Naumoski denince Efes Pilsen akla gelirdi.Kimilerine göre bunun bir ismide vardı;Petar Pilsen.

Kariyerine o zamanların dev takımlarından Jugoplastika'da(daha sonra adı Pop 84 Split oldu) başlayan Naumoski,Türk basketbolseverlerle 1992 yılında Efes Pilsen’e transferiyle tanıştı.İlk sezonunda Efes Pilsen’in lig şampiyonluğunu kazanmasında ve Avrupa Kupa Galipleri Kupasında final oynamasında büyük katkısı oldu.Böylece yapacaklarının ilk sinayllerini çok kuvvetli bir şekilde vermişti.1994-95 sezonundaki kısa Benetton Treviso kariyerinin ardından tekrar Efes Pilsen’e döndü.1996 yılında Efes Pilsen, Koraç Kupasını kazanarak Türk basketbolunun en büyük başarısına imza atıyordu ve başroldeki isim tabiki Naumoskiydi.Efes Pilsen’de oynadığı 6 sezonda 4 lig,4 kupa,4 Cumhurbaşkanlığı kupası ve 1 Koraç kupası kazandı.

Efes Pilsen kariyerinden sonra Benetton Treviso,Siena ve Olimpia Milano gibi İtalyan takımlarını dolaştı.Hatta Ergin Ataman yönetimindeki Siena ile 1992 yılında kazanamadığı Saporta Kupasını(eski adı Kupa Galipleri Kupası) 2002 yılında kazandı ve finalde 23 sayı ile oynadı.Ardından 2004 yılında sezon ortasında Ülkerspor’a transfer olarak tekrar Türkiye’ye dönüş yaptı.Bir dönem ülkesi Makedonyada milletvekilliğide yapan Naumoski şimdilerde İtalya 4. liginde Ages Derthona Basket ile tekrar basketboldaki hünerlerini sergiliyor.Merak edenler için istatistikleri 36 dakika-30 sayı-4,8 ribaund ve 4 asist.Her ne kadar amatör bir lig olsada 41 yaşındaki Naumoski için çok etkileyici istatistikler.

3 Mart 2009 Salı

Bora Hun Paçun ''Darüşşafaka'dan Rabotnicki'ye''

Bora Hun Paçun.1987 doğumlu ve 2,10 boyundaki Efes Pilsen’in ve Türk basketbolunun çok şey beklediği isim.Son 3 yılını maalesef Efes Pilsen kadrosunda 12. oyuncu olarak geçirdi ve sezon başında nihayet oynayabileceği bir takım olan Darüşşafaka Cooper Tires’a gönderilmişti.Ancak önce Mario Kasun’un sakatlanmasıyla uzun rotasyonunda sıkıntı yaşayan, daha sonra Euroleague’de işlerin kötü gitmesi sonucunda Ergin Ataman’ın bu sezon tek pivotla yola çıkmak gibi yaptığı yanlış işlerden birisi olarak Efes Pilsen kadrosuna tekrar dahil edildi.

Peki Efes Pilsen’de ne yaptı derseniz??
Ligde sadece 2 maçta toplam 9 dakika süre aldı ve 2 sayı kaydetti.Ardından menisküs ameliyatı olduktan sonra Bora ile ilgili 1 aydır haber alamıyorduk.Geçen günlerde öğrendikki Bora, Makedonyanın Rabotnicki takımına kiralanmış,hatta takımla birlikte 3 maç bile oynamış.Yıllar sonra Darüşşafaka Cooper Tires’da istediği süreleri bulmuşken (21 dk-10.1 sayı ve 4,8 ribaund) Ergin Ataman’ın kriz dönemindeki anlamsız hamlesi sonucunda Bora için olumlu giden sezon bir anda tersine döndü.İnşallah Rabotnicki’de istediği ortamı bulur ve sezon başındaki gelişimini devam ettirir.

Ekşi Sözlükte ''Efes Pilsen''

Bana Türk basketbolunu sevdiren klüp.Aris ile yaptıkları olaylı final maçı ile beni salonlara çeken ama nedenini bilmediğim bir şekilde taraftarı olamadığım klüptür. Taraftarı olmasam da saygı, sevgi ve destek konusunda taraftarlarından aşağı kalmam. Bir nevi benim için basketbolun anlamı ile eştir manası...
(maya-28.03.2005)

Euroleague'in Olympique Lyon'u... İki takımın kaderi bu kadar mı birbirine benzer kardeşim?! İkisi de her sezon başında favori gösterilir, ikisi de çeyrek finallerden ötesini göremez... Her elenişten sonra kısmet seneye derler, önlerindeki sezonlara bakarlar...
(linguist-07.04.2006)

Avrupa Liginde 10 kez çeyrek finale kalıp dörtlü finale kalmak için mücadele eden Avrupa'daki tek takım.Ama bunlardan sadece ikisinde dörtlü finale kalabilmesi de düşündürücü olan basketbol takımı.Patronları dünya zenginler listesinde ilk 100'e girmiş klüp..
(dreamy-25.04.2006)

Marcus Brown(ki o da tam bir numara degildir) ve Will Solomon'dan sonra guard bulamamalarının sıkıntısını bir kaç yıldır taşıyan güzide klübümüz.Özellikle Euroleague'de iyi takımlar karşısında skor yönünden kısır kalmalarının en önemli nedeni iyi bir guardlarının olmayışıdır.Drew Nicholas'ı bir numara oynatma girişimleri Drew'ün maç içinde yorulmasına ve şut sokamamasına neden olmuştur.Yıllardır köklü bir avrupa gelenegi olan Efes Pilsen'in bir an önce 1 numara sorununu çözüp üzerine de belki iyi bir üç numara bulması gerekmektedir.Ancak şu an hali hazırda bulunan Granger biraz sakatlık öncesine gidebilirse Efesi bir adım yukarıya taşıyabilir.Ancak Panathinaikos, Cska, Tau gibi takımlarının guard rotasyonlarını gördükçe Efesin işinin gitgide daha karamsar bir hal aldığı aşikardır.Buradan Tuncay Özilhan'a sesleniyorum; getir Sarunas Jasikevicius'u Efes final four'a gitsin kupayı kaldırsın, Çözüm benden para Tuncay beyden.
(mihmandar-28.05.2007)

Aydan Siyavuş'un babası Ali Siyavuş'dan 125 bin lira ödenerek alınan Kadıköyspor'un yerine kurulan, ilk coach'ı 26 yaşındaki Faruk Akagün olan, Pano Natof ve Tuncay Özilhan'ın çocuğu..
(ich-04.08.2007)

Anadolu kulüplerinin her Brezilyalı'yı iyi futbolcu sanıp kadrolarına katma felsefesini kıskanmış olacaklar ki bu sene kadrolarını tam 6 zenci Amerikalı basketbolcu ile doldurmuş olan en başarılı Türk basketbol takımı.Ne der büyük Türk bilgini Bilgin Gökberk: "Brezilyalı herhangi bir memur, bilim adamı, kamyon şoförü de bizim anadolu kulüplerindeki Brezilyalılar kadar oynayabilir" bu demece dayanarak söyleyebilirim ki Rashad Wright, Loren Woods, Andre Hutson gibi sıradan basketbolcularla Efes Pilsen'in avrupa basketbolunda başarı yakalaması zor.Bu seneki en iyi ise transferleri son anda kadrolarına kattıkları James Penn.Birçok maçta sazı tek başına eline aldı ve Efes'i sırtladı.
(baldur-03.02.2008-30.03.2008)

Maç için Sırbistan'a gitmeyi reddeden oyuncularının bir daha Efes Pilsen formasını giyemeyeceğini açıklayarak desteklemekten duyduğum gururu kat be kat arttıran, o formanın değerini on ile çarpan, prestijini saha başarısının kat be kat üstünde tuttuğunu kanıtlayan kulüp.Futbolda bu tarz boykotları defalarca yaşamış bir ülke olarak bu örnek davranış için kutlamak isterim.Paf takımıyla çıkarız tehditini artık adet haline getirip iki günde pısan, tepesine çıkan yabancı oyuncular için tüm değerlerini ezdiren futbol takımlarımıza bir örnek olur diye umuyorum.İnşallah birilerinin baskısıyla geri adım atılmaz da bu satırları hüzünle anımsamayız.
(nickfallin-27.02.2008)

Birçok spor adamının neden taraftar kitlesi az şeklinde eleştirilerine rağmen, az ama basketbol kültürü fazla taraftara sahip, futbol seyircisinin azlığı nedeniyle küfür ve kötü tezahürat nedir bilmeyen, benimde dahil olmaktan gurur duyduğum bir kitle tarafından desteklenen, Türkiyenin alanında lokomotifi olan nadide basketbol takımıdır. http://www.efesliler.org/
(lotec-23.01.2009-31.01.2009)

Kaynak:http://sozluk.sourtimes.org/

2 Mart 2009 Pazartesi

Efes Pilsen'den Seriye Devam

Türkiye Basketbol Liginin 20. haftasında sahasında Galatasaray ile karşılaşan ekibimiz çekişmeli bir maçtan sonra rakibini 79-75 mağlup etti.

Karşılaşmaya Galatasaray iyi başlasada Efes Pilsen 2. periyotta oyunun kontrolünü eline aldı ve mücadele maçın sonuna kadar Efes Pilsen'in 5 ile 10 sayılık farkları arasında gidip geldi.Son dakika içinde Galatasaray farkı Cüneytle 2 sayıya kadar indirmesine rağmen,Smith taktik faulleri başarılı bir şekilde değerlendirince kazanan taraf Efes Pilsen oldu.

Efes Pilsen bu galibiyetle ligde üst üste 19. galibiyetini aldı.Maçın yıldızı ise Charles Smith oldu.Karşılaşmayı 19 sayı(2/2,4/5,3/9), 2 ribaund,2 asist ve 4 top çalma ile tamamladı.

Kısaca Efes Pilsen Tarihi

Efes Pilsen, 1976 yılında ikinci ligde mali problemlerle uğraşan Kadıköyspor'un alınmasıyla kuruldu. 1978 yılında yenilgisiz olarak 2. ligi şampiyon olarak tamamladı ve Türkiye 1. Basketbol Ligi'e çıktı. 1978/1979 sezonunda, 1. ligdeki ilk sezonunda Türkiye Şampiyonu oldu.

1990'ların başından itibaren büyük bir çıkışla hem Türkiye Ligi'nin en başarılı kulübü, hem de Avrupa Kupalarının en önemli takımlarından biri durumuna geldi. Aydın Örs yönetimindeki takım kısıtlı kadrosuna rağmen özellikle savunmasıyla ve Petar Naumoski gibi unutulmaz bir oyuncu yönetiminde birçok başarı elde etti.

16 Mart 1993 günü Avrupa Kulüpler Kupası'nda final oynayarak bir Avrupa Kupası'nda final oynayan ilk Türk kulübü oldu. Ancak sonrasında olayların çıktığı maçta Yunanistan'ın Aris takımı ile Torino'da oynanan maçı Efes Pilsen 50-48 kaybederek kupayı alamamıştır.

3 yıl sonra 1996 yılında bu defa Koraç Kupası'nı alarak Efes Pilsen bir Avrupa Kupası kazanan ilk Türk kulübü oldu. O dönem 2 maç üzerinden oynanan finalde İtalyan Stefanel Milano ile karşılaşan Efes Pilsen 6 Mart'ta İstanbul'da oynanan ilk maçı 76-68 kazandı. Efes Pilsen, 13 Mart'ta Milano'da oynanan ikinci maçı 77-70 kaybederek 1 sayı farkla da olsa kupayı kazanmayı başardı.

12 kez Türkiye Basketbol Ligi şampiyonluğu kazanarak Türkiye Liglerinin en başarılı takımı ünvanına sahip olan Efes Pilsen, ayrıca 9 kez Türkiye Kupası ve 7 kezde Cumhurbaşkanlığı kupasını müzesine götürmüştür.